Genel Olarak
Doçent, yükseköğretim kurumlarında görevli öğretim üyesidir. Makalemizde, genel olarak doçentlik kadrosuna atanma ile doçentlik kadrosuna atanma talebinin reddi işlemine karşı açılabilecek iptal davası ve şartları incelenecektir.
Doçentlik kadrosuna atanma şartları nelerdir?
Öncelikle ve önemle belirtmek isteriz ki, doçentlik unvanının kazanılması ile doçentlik kadrosuna atanma işlemleri, birbirinden farklı işlemler olup, bir akademik unvan olan doçentlik unvanının kazanılması ile akademik kadro olarak doçentliğe atanma şartları da birbirinden farklıdır. Doçentlik kadrosuna atanma şartlarını şu şekilde sıralamamız mümkündür:
1. Ön Şart: Doçentlik Unvanına Sahip Olma:
Bir akademik kadro olarak doçentliğe atanmanın ilk ve en temel şartı elbette ki doçentlik unvanına sahip olmaktır. Doçentlik unvanının kazanılmasına ilişkin süreç, Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) tarafından yürütülmekte olup, yasal prosedürlere uygun olarak belirlenen jüri üyeleri, başvuran aday hakkında rapor düzenleyerek ÜAK’a sunar. Üniversitelerarası Kurul da şayet adayın yeterli yayın ve çalışmaya sahip olduğuna karar verirse adaya doçentlik unvanı verilir. Doçentlik unvanının kazanılması için yapılan başvurular da çeşitli hukuki uyuşmazlıklara yol açmakta olup, özellikle jürilerin adaylar hakkında düzenledikleri raporlar, iptal davasına konu edilebilmektedir.
2. Objektif ve Denetlenebilir Nitelikte Ek Koşullar:
Doçentlik kadrosuna atanma bakımından, doçentlik unvanı yanında, yükseköğretim kurumları, birtakım ek koşullar belirleyebilir. Ancak bu ek koşullar, Yükseköğretim Kurulu’nun onayına tabidir. Bu ek koşullar, yalnızca bilimsel kaliteyi artırma amacıyla konulabilir. Bilim ve sanat disiplinleri arasındaki farklılıklara istinaden konulması öngörülen bu ek koşullar, hiçbir şekilde kişisel amaca hizmet etmemeli, objektif ve denetlenebilir nitelikte olmalıdır.
3. Doçentlik Kadrosuna Atanmada Ek Koşul Olarak Sözlü Sınav Belirlenmişse:
Yükseköğretim kurumları, bilim ve sanat disiplinleri arasındaki farklılıklar nedeniyle ve YÖK’ün onayını almak şartıyla, doçentlik kadrosuna atanma bakımından ek koşullar belirleyebilirse de ek koşulun sözlü sınav olması halinde birtakım kurallara uyulması gerekir. Şayet ek koşul, bir sözlü sınavın yapılması ise, bu sınav, Üniversitelerarası Kurul (ÜAK)’ un oluşturduğu jüriler tarafından yapılabilecektir.
Doçentlik kadrosuna atanma süreci nasıl işler?
Doçentlik kadrosuna atanma işlemi, bünyesinde birden fazla idari işlemi barındıran bir idari işlemdir. Doçentlik kadrosuna atanma işleminin aşamaları özetle şu şekildedir:
i. Kadro İlanı: Yükseköğretim kurumları doçent kadrolarını ilan eder.
ii. Başvuru: Doçent unvanına sahip olan ve ilgili üniversitenin ilan ettiği kadroya atanmak isteyen aday, doçentlik atama başvurusunda bulunur.
iii. Başvurunun İncelenmesi: Doçentlik kadrosu için başvurulan üniversitenin rektörü tarafından, doçent kadrosuna başvuran adayların durumlarının incelenmesi amacıyla üç profesör tespit edilir. Profesörlerden biri, şayet mevcutsa ilgili birim yöneticisi, en az biri de o üniversite dışından olmak zorundadır. Profesörler, her aday için ayrı ayrı birer rapor hazırlar. Doçentlik kadrosuna başvuran birden fazla aday bulunması halinde, her bir profesör, raporunda tercihini de belirtir.
iv. Üniversite veya Yüksek Teknoloji Enstitüsü Yönetim Kurulu Kararı: Üç profesörden her birinin, tercih ettiği adayı da içeren raporunu düzenlemesi üzerine, üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü yönetim kurulu, raporları göz önünde tutarak karar alır.
v. Atama İşlemi: Üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü yönetim kurulunun aldığı karar üzerine, rektör atamayı yapar.
Doçentlik kadrosuna atanma süreci konusunda yukarıda belirttiğimiz aşamalar Yükseköğretim Kanunu madde 24/e’ de düzenlenmiştir.
Doçentlik kadrosuna atanma talebinin reddi durumunda başvurucu hangi yollara başvurabilir?
Doçentlik kadrosuna atanma süreci kısmından da görüldüğü üzere, kadroya atanma işlemi, birden fazla kişi ve merciin iradesinin rol aldığı kapsamlı bir idari işlemdir. Doçentlik kadrosuna atanma talebiyle üniversiteye başvuru yapan adayın talebi, birtakım sebeplerle reddedilebilmektedir. Bunun yanında, kadroya başvuran tek aday olmasına rağmen talebi hakkında üniversite makamlarınca herhangi bir karar verilmeyen başvurucular da olabilmekte ve bu şekilde başvurular sürüncemede bırakılabilmektedir.
Doçentlik kadrosuna atanma talebi reddedilen kişiler, idari yargıda iptal davası açabilecektir. Bu davada doçentlik kadrosuna atanma talebinin reddi işlemi, idari işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları bakımından denetlenir. Bu denetleme sonucunda atanma talebinin reddi işlemi, hizmetin gereklerine uygun değilse veya ilgili kanundaki koşulları taşımıyorsa, mahkeme ret işlemini iptal eder. Bu noktada, dava sürecinin titizlikle takibi önem taşımaktadır.
Doçentlik kadrosuna atanma talebinin reddi işlemi hangi durumlarda iptal edilebilir?
Yukarıda da değindiğimiz üzere, çeşitli kişi ve kurumların dahil olduğu doçentlik kadrosuna atanma süreci, hukuka aykırı birtakım nedenlerle başvuran aday aleyhine sonuçlanabilmektedir. Aleyhe sonuçlanma durumu, kimi zaman doğrudan adayın başvurusunun reddedilmesi şeklinde gerçekleşebildiği gibi, kimi zaman da atanma koşullarını haiz olduğu halde uzunca bir süre atamanın yapılmaması şeklinde gerçekleşebilir.
Kişiye özel kadro ilanı
Makalenin konusu, başlangıçta da ifade ettiğimiz üzere, doçentlik kadrosuna atanma talebinin reddi üzerine açılacak iptal davasıdır. Ancak kadro ilanı da doçentlik kadrosuna atanma sürecinin bir parçası olup, ilan sürecindeki birtakım hukuka aykırılıklar da iptale konu olabilmektedir. Bu noktada göze çarpan en temel hukuka aykırılık nedeninin, yargı kararlarına da yansıdığı üzere, kişiye özel kadro ilanı olduğunu söylemek mümkündür.
Makalenin başlangıcında da ifade edildiği üzere, yükseköğretim kurumları, kadroya atama bakımından hizmet gerekleri çerçevesinde ek koşullar ve özel koşullar belirleyebilmektedir. Ancak bu koşulların belirlenmesi konusunda yükseköğretim kurumlarına verilen takdir hakkı sınırsız olmayıp, alınan kararlar, idari yargı denetimine tabidir. Bu bağlamda, hizmet gerekleriyle ilişkilendirilemeyen kişiye özel kadro ilanı hukuka aykırı olacaktır. Zira, doçentlik kadrosu ilanında yer alan ve kadroyu kişiye özel kılabilecek her türden kayıt ve koşul, doçentlik kadrosuna atama aşamasındaki ‘’ilan’’ aşamasının hukuka aykırı olmasına yol açabilecektir.
Kişiye özel kadro ilanı yasağı, 09.03.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı.
Makalemizde, kişiye özel kadro ilanı iddialarının yargı makamlarına taşındığını belirtmiştik. 09.03.2021 tarihinde Resmi Gazete’ de yayımlanan yönetmelikle, Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliğinin 3 üncü maddesine şu fıkra eklendi:
“İlana başvuru koşulu olarak adayların lisansüstü tez veya uzmanlık tezi adlarının bir kısmı veya tamamı yazılamayacağı gibi ilanda sadece belirli bir adayı tanımlayan özel şartlara da yer verilemez.”
Bu düzenlemeyle, yargı kararlarına yansıyan kişiye özel kadro ilanı sorunu konusunda somut bir yasal düzenleme getirilmiş oldu. Doçentlik kadrosu ilanlarında; ilana başvuru koşulu olarak adayların lisansüstü tez veya uzmanlık tezi adlarının bir kısmı veya tamamı yazılamayacaktır. Ek olarak; ilanda, sadece belirli bir adayı tanımlayan özel şartlara da yer verilmesi de yasaktır.
Objektif ve denetlenebilir olmayan ek koşullar getirilmesi
Makalenin, doçentlik kadrosuna atanma şartları kısmında da belirttiğim üzere, doçentlik kadrosuna atanmanın temel şartı doçentlik unvanı olmakla birlikte, birtakım ek koşullar getirilmesi de mümkündür. Ancak getirilecek bu ek koşullar, düzenleyici işlem niteliğinde olup, ek koşulların üst normlara aykırılık taşıması ve/veya hizmetin gereklerine uygun olmaması halinde dava konusu edilebilecektir. Getirilecek bu koşullar, aynı zamanda objektif ve denetlenebilir nitelikte olmalıdır. Zira idare, bu yetkisini, subjektif ve denetlenemez nitelikte kurallar koyarak kullanamaz.
Jürilerin usulüne uygun oluşturulmaması
Doçentlik kadrosuna atanma konusunda değerlendirme yapacak jüri üyelerinin, Yükseköğretim Kanunu’ndaki usule uygun oluşturulmaması da işlemin iptaline sebep olabilecek bir hukuka aykırılık halidir.
Bilimsel yeterlilik kanıtlanarak doçent unvanı alınmasına rağmen gerekçe gösterilmeden atamanın yapılmaması
Bilimsel yeterliliğini kanıtlayarak doçentlik unvanını alan adayın, gerekçe gösterilmeksizin atamasının yapılmaması da işlemin hukuka aykırı olmasına ve iptaline yol açabilecektir.
SONUÇ
Bilimsel çalışmaları neticesinde doçentlik akademik unvanını kazanan kişiler, üniversitelerin ilan ettiği doçentlik kadrosuna başvurup öğretim üyesi sıfatıyla üniversitelerde görevine başlamaktadır. Ancak doçentlik kadrosuna başvuran kimi adayların başvuruları olumsuz sonuçlanmaktadır. Doçentlik kadrosuna atanma talebinin reddi bir idari işlem olup, bu işleme karşı iptal davası açılabilecektir. Kadroya atanma talebi hukuka aykırı bir şekilde reddedilen adaylar, ret işlemine karşı, yasal süresi içinde iptal davası açmalıdır.
İdari yargıda iptal davasının açılması ve sürdürülmesi ve doçentlik kadrosuna atanma talebinin reddi üzerine açılacak iptal davası, İdare Hukuku alanındaki bir uyuşmazlık türü olup TÜZEL&GÜLŞEN Hukuk Bürosu, idare hukuku alanında müvekkil ve danışanlarına hizmet vermektedir.
AVUKAT DERYA TÜZEL