Genel olarak,
Çocuk, on sekiz yaşını tamamlamamış bireydir. Velayet hakkı, çocuk üzerinde ana ve/veya babanın sahip olduğu haktır. Bu hak, kişiye hem birtakım yetkiler vermekte hem de sorumluluklar yüklemektedir. Velayet hakkı, ana ve babanın boşanmasıyla birlikte, mahkeme tarafından taraflardan birine verilir. Ancak şu hususu da önemle vurgulamakta yarar var ki; Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne Ek 7 Numaralı Protokolü onaylamış olup; protokol, 24.03.2016 tarihinden itibaren yürürlüktedir. Bu nedenle, mahkemece, ortak velayete karar verilmesi de mümkündür. Aile mahkemesi tarafından velayet hakkının eşlerden yalnızca birine verildiği durumlarda, velayet hakkı sahibi olmayan diğer eş, velayetin değiştirilmesi davası açabilmektedir. Her ne kadar uygulamada bir dava nitelemesi yapılsa da; velayetin değiştirilmesi talebi, çekişmesiz yargı işidir. Makalemizde, uygulamadaki kullanımı ile velayetin değiştirilmesi davasının koşullarını ve davanın niteliklerini inceleyeceğiz.
Velayetin değiştirilmesi davası açma hakkı kime aittir?
Bu davayı, velayet hakkı sahibi olmayan ana veya baba açabilecektir.
Dava kime karşı açılır?
Velayetin değiştirilmesi davası, çocuk üzerinde velayet hakkına sahip olan ana veya babaya karşı açılır.
Dava hangi mahkemede açılır?
Velayetin değiştirilmesi davası, davalının yerleşim yeri Aile Mahkemesi’nde açılır.
Velayetin değiştirilmesi davası adli tatilde de görülür mü?
Velayete ilişkin davalar, adli tatilde de görülecek davalardan olup, velayetin değiştirilmesi davası da adli tatilde görülmeye devam eder.
Velayetin değiştirilmesi talepleri çekişmesiz yargı işidir.
Velayetin eşlerden birinden alınarak diğerine verilmesi konusundaki talepler, HMK madde 382/2-b-13 gereği, aile hukukuna özgü çekişmesiz yargı işidir. Makalemizin başında, dava olarak nitelenen bu taleplerin esasında bir çekişmesiz yargı işi olduğunu ifade etmiştik. Çekişmesiz yargıda esasen bir dava değil, çekişmesiz bir yargı işi vardır.
Çocuğun yüksek yararı kriteri gözetilmelidir. Dava, kamu düzenindendir.
Velayetin kamu düzeninden olmasının anlamı; açılan davada, ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınmasının zorunlu olmasıdır. Bu noktada, yargı kararlarına yansıyan temel kriter, çocuğun yüksek yararıdır. Zira; ülkemizde 02.09.1990’da yürürlüğe giren Çocuk Haklarına Dair Sözleşme madde 18/1 çok açıktır:
‘‘Taraf Devletler, çocuğun yetiştirilmesinde ve gelişmesinin sağlanmasında ana-babanın birlikte sorumluluk taşıdıkları ilkesinin tanınması için her türlü çabayı gösterirler. Çocuğun yetiştirilmesi ve geliştirilmesi sorumluluğu ilk önce ana-babaya ya da durum gerektiriyorsa yasal vasilere düşer. Bu kişiler her şeyden önce çocuğun yüksek yararını göz önünde tutarak hareket edeceklerdir.’’
Velayetin değiştirilmesi davası resen araştırma ilkesine tabidir.
Hukuk muhakemesinde dava malzemesini getirmek kural olarak taraflara ait bir yüktür. Resen araştırma ilkesi ise, hakimin resen delil araştırmasına gitmesi gerektiğini öngören bir ilkedir. Velayetin değiştirilmesi davasında da hakim, taraflarca sunulan delillerle yetinmeyecek, çocuğun yüksek yararını gözeterek kendiliğinden de delil toplayacaktır.
Velayetin değiştirilmesi davasında, davanın her aşamasında delil ileri sürmek mümkündür.
Bu davada, çocuğun yüksek menfaati ilkesinin dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini ve davanın kamu düzeninden olduğunu vurgulamıştık. Hakimin resen delil araştıracağını da ayrıca ekledik. Tüm bu ilkelerin de bir sonucu olarak çekişmesiz yargı işi niteliğindeki velayet değişikliği taleplerinde, davanın her aşamasında delil ileri sürmek mümkündür. Hakim, tüm bu delilleri inceleyecek ve değerlendirecektir.
Hangi nedenlerle velayetin değiştirilmesi istenmektedir?
Velayette temel amaç; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan gelişimine en uygun ortamın sağlanmasıdır. Velayetin değiştirilmesine karar verilebilmesi için, velayet hakkı sahibi ana veya babanın, bu hakka aykırı davranışın ispat edilmesi gerekir. Bu noktada incelenmesi gereken hususlar ise çocuğun bakımı, bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin tehlikeye girip girmediğidir. Mahkeme, bu durumları, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde inceleyecek ve karar verecektir.
Velayetin değiştirilmesi isteminde çocuğun görüşü alınır mı?
İdrak çağına gelmiş çocuğun, kendisini ilgilendiren velayetin değiştirilmesi davası sırasında dinlenmesi gerekir. Bu durum, tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelerin de bir gereğidir.
Türkiye’nin de taraf olduğu, BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme madde 12’ye göre:
‘‘Taraf Devletler, görüşlerini oluşturma yeteneğine sahip çocuğun kendini ilgilendiren her konuda görüşlerini serbestçe ifade etme hakkının bu görüşlere çocuğun yaşı ve olgunluk derecesine uygun olarak, gereken özeni göstermek suretiyle tanıyacaktırlar.
Yine tarafı olduğumuz, Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi madde 3’ ün ilgili kısmına göre:
‘‘Yeterli idrake sahip olduğu iç hukuk tarafından kabul edilen bir çocuğa, bir adli merci önündeki, kendisini ilgilendiren davalarda, yararlanmayı bizzat da talep edebileceği aşağıda sayılan haklar verilir:
b) kendisine danışılmak ve kendi görüşünü ifade etmek
Aynı sözleşmenin 6. maddesi de:
‘‘Bir çocuğu ilgilendiren davalarda adli merci, bir karar almadan önce:
a) Çocuğun yüksek çıkarına uygun karar almak için yeterli bilgiye sahip olup olmadığını kontrol etmeli ve gerektiğinde özellikle velayet sorumluluğunu elinde bulunduranlardan ek bilgi sağlamalıdır.
b) Çocuğun iç hukuk tarafından yeterli idrak gücüne sahip olduğunun kabul edildiği durumlarda,
– çocuğun bütün gerekli bilgiyi edindiğinden emin olmalıdır.
– çocuğun yüksek çıkarına açıkça. ters düşmediği takdirde, gerekirse kendine veya diğer şahıs ve kurumlar vasıtasıyla, çocuk için elverişli durumlarda ve onun kavrayışına uygun bir tarzda çocuğa danışmalıdır.
– çocuğun görüşünü ifade etmesine müsaade etmelidir.
c) Çocuğun ifade ettiği görüşe gereken önemi vermelidir.
Açıkladığımız tüm bu nedenlerle, velayetin değiştirilmesi davası sırasında, idrak çağındaki çocuğun da dinlenilmesi gerekir.
Velayetin değiştirilmesi davasında psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı olan uzmanlardan raporlar alınması gerekir.
Bu davalarda çocuğun yüksek yararı kriteri önemli olduğu için psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı olan uzmanlardan rapor alınmaktadır. Bu rapor, sosyal inceleme raporudur.
Sonuç,
TÜZEL&GÜLŞEN Hukuk Bürosu, velayetin değiştirilmesi davasında davacı/davalı vekilliği konusunda hukuki hizmet vermektedir. Aile Hukuku alanındaki çalışmalarımıza ulaşmak için tıklayınız.
AVUKAT DERYA TÜZEL
[…] gereklerini yerine getirmemesi halinde, velayetin değiştirilmesine karar verilebilecektir. Velayetin değiştirilmesi davası hakkında ayrıntılı bilgiye ulaşmak için […]